Bu aralar yapabildiğim tek şey yazmak. Her şeye yazıya dönüştürülebilir gözüyle bakmak. Etkileniyorsam yazmalıyım diyorum içimden, tüylerim diken diken oluyorsa, durduramıyorsam içimdeki bu akışı, sabırsızlanıyorsam, sersemleşiyorsam, yer gök, gök yer oluyorsa içimde yazmalıyım diyorum.
Hiçbir şeyi itiraf etmeden, ama daha önce hiç olmadığım kadar cesur yazmak istiyorum. Su gibi yazmak, sessiz yazmak. Ama en iz bırakanından yazmak istiyorum. Çığlıklarımı kimse duymasın, ama yazılarımı, sözlerimi herkes okusun istiyorum. Çünkü ben konuşamadıklarımı yazıyorum. Çünkü anlatamadıklarımı yazıya dönüştürüyorum.
Bazen kendim için, bazen başkaları için, kendimi tutmadan, aklıma estikçe, aklımdan geçtikçe yazıyorum. Yazdıkça mutlu oluyorum, açıyorum, taşıyorum, duruluyorum.
Bazen aynamdaki ben, uyumayan gece, dinlediğim sarhoş şarkılar, masamdaki resim, hayali kahramanlarım, hayali acılarım hiç soluksuz yazdırıyor.
Bazen de birinin yüzüne bakarken, biriyle sohbet ederken, ışıklı caddeler de yürürken, düşünürken, şiirler okurken, aşık olurken maviye, rüyalarıma inanırken kendimi yazı da buluyorum.
Kendimi yazı da seviyorum. Ruhumu suluyorum yazdıkça. Büyütüyorum onu, güveniyorum ona, gurur duyuyorum, duydukça yazıyorum. En çok yazıya bağlanıyorum belki de, en çok ona özlem duyuyorum. Beni sarmalamasına, beni etkilemesine, beni kullanmasına izin veriyorum belki de.
Kimseye hesap vermeden, kimseye gerek duymadan, kimse için yazıyorum. Ve öyle bir hissediyorum ki bu duyguyu içimde hiçbir ateş yakamaz, hiçbir deniz yıkayamaz, zaman sarartamaz onu biliyorum. Çünkü karşımda dimdik, benden daha güçlü, sımsıkı, kararlı, taptaze duruyor.
Artık biliyorum, artık eminim.Yazmak istiyorum. Yazdıkça yaşamak, yaşadıkça yazmak uğruna... Basit, sıradan, içimden geldiği gibi, hissettiğim gibi.
Sadece yazmak. Her gün adıma gönderilen, sadık bir mektup gibi yazmak.
Duygu Aral
13.12.2010
13 Aralık 2010 Pazartesi
9 Kasım 2010 Salı
aşk
Aşk, kokmayan kokunun burnunuza gelmesidir.
Yoktur aslında, varmış gibi yapar, kandırır sizi.
İnanırsınız siz de..
Küçük bir çocuğun palyaçolara inandığı gibi yürekten.
dyg arl
Yoktur aslında, varmış gibi yapar, kandırır sizi.
İnanırsınız siz de..
Küçük bir çocuğun palyaçolara inandığı gibi yürekten.
dyg arl
dev adam
Büyük olur sırlar,
Yüksek olur duvarları,
Boğazında kanat çırparda,
Konmaz diline bir türlü.
Huzur vermezler insana,
Yırtıp geçerler duyguları.
Ama sana öyle değil,
Sana çıplak gelir,
Tüm sırlar.
Sadık kalmaya söz verirler,
En baştan.
Çünkü senin yüreğin,
Onlarla dalga geçebilecek kadar,
Büyük bir deniz!
Tanırlar seni... bilirler.
Dev adamların sırrı olmaz.
DYG ARL
Yüksek olur duvarları,
Boğazında kanat çırparda,
Konmaz diline bir türlü.
Huzur vermezler insana,
Yırtıp geçerler duyguları.
Ama sana öyle değil,
Sana çıplak gelir,
Tüm sırlar.
Sadık kalmaya söz verirler,
En baştan.
Çünkü senin yüreğin,
Onlarla dalga geçebilecek kadar,
Büyük bir deniz!
Tanırlar seni... bilirler.
Dev adamların sırrı olmaz.
DYG ARL
25 Ekim 2010 Pazartesi
24 Ekim 2010 Pazar
11 Ekim 2010 Pazartesi
senle ben..
kurallı bir yerde kuralsız
isli bir yerde net
uçsuz bir yerde uç
kalabalık bir yerde yalnız
susuz bir yerde balık
düğümsüz bir yerde ip
terkedilmiş bir yerde rüzgar
zamansız bir yerde yaşıt
yağmursuz bir yerde sırılsıklam
bulutsuz bir yerde yağmur
salkımsız bir yerde tane
taçsız bir yerde kral
denizsiz bir yerde mavi
duygusuz bir yerde şiir
sağır bir yerde müzik
dilsiz bir yerde büyük harf
istasyonsuz bir yerde tren penceresi
rüzgarsız bir yerde uçurtma
aşksız bir yerde şehvet
kalpsiz bir yerde tıp tıp tıp
çocuksuz bir yerde oyuncak
yorgun bir yerde çocuk
geçmişsiz bir yerde anı
kör bir yerde göz bebeği
aynasız bir yerde sen
güçsüz bir yerde kahraman
sessiz bir yerde bangır bangır
topraksız bir yerde tohum
uykusuz bir yerde düş
düşsüz bir yerde gerçek
masum bir yerde suç
akıllı bir yerde deli
akılsız bir yerde aklından geçenler
ve belki senle ben imkansız bir yerde mucize.
dyg arl
isli bir yerde net
uçsuz bir yerde uç
kalabalık bir yerde yalnız
susuz bir yerde balık
düğümsüz bir yerde ip
terkedilmiş bir yerde rüzgar
zamansız bir yerde yaşıt
yağmursuz bir yerde sırılsıklam
bulutsuz bir yerde yağmur
salkımsız bir yerde tane
taçsız bir yerde kral
denizsiz bir yerde mavi
duygusuz bir yerde şiir
sağır bir yerde müzik
dilsiz bir yerde büyük harf
istasyonsuz bir yerde tren penceresi
rüzgarsız bir yerde uçurtma
aşksız bir yerde şehvet
kalpsiz bir yerde tıp tıp tıp
çocuksuz bir yerde oyuncak
yorgun bir yerde çocuk
geçmişsiz bir yerde anı
kör bir yerde göz bebeği
aynasız bir yerde sen
güçsüz bir yerde kahraman
sessiz bir yerde bangır bangır
topraksız bir yerde tohum
uykusuz bir yerde düş
düşsüz bir yerde gerçek
masum bir yerde suç
akıllı bir yerde deli
akılsız bir yerde aklından geçenler
ve belki senle ben imkansız bir yerde mucize.
dyg arl
10 Ekim 2010 Pazar
korktum
Bir adam var, benden güçlü çok güçlü sımsıkı sarılı bana canımı acıtacak kadar sarılı.Git diye bağırıyor adam.bir kadın şahit yanımın yanında, gözleri emin gözleri zafer dolu hep ordaymış gibi hiç görmemişim gibi.korktum! Şimdi kalkarsam giderim.Şimdi ağlamazsam başarırım. korktum! bir adam eli tam üstümde korkumdan cesaretlenen yüzüm eliyle yüzyüze, cevap vermiyorum.ses büyüyor,ben bağırıyorum hadi! gözler yanımın yanında,ses dönük, ses alçalıyor... uyanıyorum.
dyg arl
dyg arl
24 Temmuz 2010 Cumartesi
vaz..
yoruldum!
vazgeçtim!
kimseye söylemedim,
kendime bile.
ayaklarım dillendi.
sustum!
düşündüm..
bu kadar uzakta mıydı?
bu kürkçü dükkanı diye.
duygu
vazgeçtim!
kimseye söylemedim,
kendime bile.
ayaklarım dillendi.
sustum!
düşündüm..
bu kadar uzakta mıydı?
bu kürkçü dükkanı diye.
duygu
17 Temmuz 2010 Cumartesi
bir şey
Beni pır pır kanatlandıran birşey..
Sihirli bir şey..
Bakir bir şey..
Buldum!
Bıçak geçirmez yeşil elma.
la la laaaa...
Sihirli bir şey..
Bakir bir şey..
Buldum!
Bıçak geçirmez yeşil elma.
la la laaaa...
iz
Omuzum da bir izin kalmış, çocuk rengi, biraz bulanık ama taze…gelip almayacak mısın?
Hadi gel! Ne zaman istersen gelebilirsin beklerim ben çıkmam evden dışarı hiç, kızlara falan da gitmem, onlar gelir hep, hatta beraber bekleriz seni, en sevdiğin yemekleri yaparım en sevdiğin eflatun elbisemi giyerim hele bir gel de daha neler neler hazırlarım sana.
Ekmek almaya çıkarım belki onda da en kötü kapıda karşılaşırız.hemen gidip gelirim bekletmem seni hiç.içinden fal çıkan cikletlerden alırım bir sana bir bana sen gene yalan bunlar deyip atarsın yere okumadan, ben alır okurum hemen.
Telefonla da uzun uzun konuşmuyorum zaten, istediğin zaman arayabilirsin geliyorum diye.gelirsin… sessizce açarsın kapıyı,aslında ben hep duyarım ayak seslerini.Saklanırsın evin bir köşesine gene, çocuklar gibi korkutmak istersin beni, ben her seferinde önce davranırım bulurum seni çıkartırım saklandığın yerden sarılırım gene sımsıkı.hadi gel!
Ya da zamanın yoksa sen söyle nerede olduğunu ben getiririm, ama söyle olur mu? Nerede olduğunu bileyim.Dış kapıyı da açık bıraktım zaten bir de gelince onunla uğraşma diye, anahtar da paspasın altında hemen aç gir içeri ben salonda yatıyorum gittiğinden beri zaten.Uyandırırsın beni de geçeriz odamıza.uzun uzun sohbet ederiz, bensiz neler yaptığını anlatırsın, aldığın hediyeleri verirsin belki…hediye vermeyi çok seversin.Sonra dalarım kollarına, huzur da gelir sen gelince.hadi gel!
Anlasana anlasana artık çok özledim diyorum.Özledim senle uyumayı.Özledim adımı senden duymayı…
Bak bir sene oldu bugün …bu şaka uzun sürdü sevgilim neredeysen çık artık! Tamam sen kazandın...Bu sefer bulamadım..Gel gel de tam olayım artık.
Hadi gel! Ne zaman istersen gelebilirsin beklerim ben çıkmam evden dışarı hiç, kızlara falan da gitmem, onlar gelir hep, hatta beraber bekleriz seni, en sevdiğin yemekleri yaparım en sevdiğin eflatun elbisemi giyerim hele bir gel de daha neler neler hazırlarım sana.
Ekmek almaya çıkarım belki onda da en kötü kapıda karşılaşırız.hemen gidip gelirim bekletmem seni hiç.içinden fal çıkan cikletlerden alırım bir sana bir bana sen gene yalan bunlar deyip atarsın yere okumadan, ben alır okurum hemen.
Telefonla da uzun uzun konuşmuyorum zaten, istediğin zaman arayabilirsin geliyorum diye.gelirsin… sessizce açarsın kapıyı,aslında ben hep duyarım ayak seslerini.Saklanırsın evin bir köşesine gene, çocuklar gibi korkutmak istersin beni, ben her seferinde önce davranırım bulurum seni çıkartırım saklandığın yerden sarılırım gene sımsıkı.hadi gel!
Ya da zamanın yoksa sen söyle nerede olduğunu ben getiririm, ama söyle olur mu? Nerede olduğunu bileyim.Dış kapıyı da açık bıraktım zaten bir de gelince onunla uğraşma diye, anahtar da paspasın altında hemen aç gir içeri ben salonda yatıyorum gittiğinden beri zaten.Uyandırırsın beni de geçeriz odamıza.uzun uzun sohbet ederiz, bensiz neler yaptığını anlatırsın, aldığın hediyeleri verirsin belki…hediye vermeyi çok seversin.Sonra dalarım kollarına, huzur da gelir sen gelince.hadi gel!
Anlasana anlasana artık çok özledim diyorum.Özledim senle uyumayı.Özledim adımı senden duymayı…
Bak bir sene oldu bugün …bu şaka uzun sürdü sevgilim neredeysen çık artık! Tamam sen kazandın...Bu sefer bulamadım..Gel gel de tam olayım artık.
18 Haziran 2010 Cuma
yolcu
Yanındaki yüzler değişir, sesler değişir
Sohbetler azalır, sohbetler çoğalır
Yavru merhabalar vardır,
Tanıdık kahkahaların yerinde artık.
Uzaklaştıkça yollardaki yeşillikler koyulaşır
Bazen de sen durursun yollar devam eder
Bakışındaki geceler özlediğin gündüzlere bulaşır.
Elini uzatsan da yetişemezsin bazen
Gitmek mi kalmak mı bilemezsin
Ne gidersin ne kalırsın…
Yanındaki her şey değişse de
Aklındakiler hep yanında kalır.
15 Haziran 2010 Salı
Suç işler gibi sevmek
Bu işi adam gibi yapacaksın
Beynini yüreğine çamur edeceksin
Köpek gibi sevecek aptallaşacaksın
Gerektiğinde kukla olacaksın
Seni oynatmasına izin vereceksin
Ama karşılığını asla beklemeyeceksin
Yarını düşünmeyecek sonra demeyeceksin
Dostlarının yapma dediği her şeyi yapacak
Artık benli değil bizli cümleler kuracaksın
Aynaya baktığında kendini değil onu göreceksin
Suç işler gibi seveceksin
Eğer böyle yaşayacaksan aşka adım atacaksın
Bu cesaret yoksa sende
Çiçeği böceği otu boku sevmeye devam edeceksin.
Beynini yüreğine çamur edeceksin
Köpek gibi sevecek aptallaşacaksın
Gerektiğinde kukla olacaksın
Seni oynatmasına izin vereceksin
Ama karşılığını asla beklemeyeceksin
Yarını düşünmeyecek sonra demeyeceksin
Dostlarının yapma dediği her şeyi yapacak
Artık benli değil bizli cümleler kuracaksın
Aynaya baktığında kendini değil onu göreceksin
Suç işler gibi seveceksin
Eğer böyle yaşayacaksan aşka adım atacaksın
Bu cesaret yoksa sende
Çiçeği böceği otu boku sevmeye devam edeceksin.
gibi sevdim..
Savunmasız, gürültüsüz sevdim seni
Suskunluklarda sevdim
Dönmeyecek olanı beklermiş gibi sevdim
İzinsiz, sorgusuz, başlangıçsız sevdim
Son gibi sevdim sonsuz gibi sevdim
Uçurumdan atlar gibi
Titrer gibi, çığlık gibi, yalnızlığım gibi
Şiirlerim gibi sevdim
Ya sen?
Ansızın gidişin hesapsızca sevişimden miydi?
unutulur...
1 Haziran 2010 Salı
PEMBE TAVŞAN
Her gün görsem de anlatacak çok şeyim var sana
Konuşacak çok konu var aslında
Laftan lafa atlamam sen anlatırken sözünü kesmem bundan belki de
Korkum bu sonsuz dostluğun bize kısa gelmesinden belki
Sebepsiz gülüp gereksiz konuşuyorum bazen
İçinden gelmese de benle güleceğini beni dinleyeceğini biliyorum
Bazen espirilerimi sırf sen gül diye yapıyorum
Beni sahiplenmeni benimde içinde olduğum planlar yapmanı seviyorum
Bana geç söylesen de :)
Dinliyorum dediğimde ilk defa anlatıyormuş gibi
En baştan anlatmanı seviyorum
Aşık olmanı hayatındaki adamlar değişse de hep aşık kalmanı seviyorum
Hep aradığın bir şeyler olmasını,hırsını,çocuksu kahkahalarını
Ama en çok istemiyorum demeni seviyorum
Canımı acıtsa da hata yaptın duygu demeni seviyorum
Bazen de yalan söylüyorum sana
Kıskanmıyorum seni derken, aslında çok….
Ama sen bunu gene de bilme:)
Yarım bırakıyorum yanında ağlamalarımı, bugünkü gibi
Yakıştırmıyorum çünkü bize
Ama bir akşam borcumuz var unutma!
Bir de sonunu düşünmeden yaptığımız kahramanlıklar var
Ben her şeyi hallettim,rahat ol diyorsun ya
Gerçekten düşünmüyorum rahatlıyorum
Anlaşılmayan, insanlara anlamsız gelen yanımızı seviyorum
Kimseye anlatmamayı seviyorum.
Akıl gibi saklı deniz gibi cömert
Bakınca değil Konuştukça dinlendikçe
Görülebilen dostluğumuzu seviyorum.
Yanındayken aynaya ihtiyacım yok
Yanındayken kendimi anlatmak için konuşmaya ihtiyacım yok
Döneceğini bile bile gidişinden korktuğum kadın
En çok sana ihtiyacım var! Hep yanımda kal
Seni çok seviyorum.
01.06.2010
Duygu Aral
30 Mayıs 2010 Pazar
Sen git bakışın gözyaşların bende
Sen git köşe başındaki kokun, sokaktaki adımın bende
Sen git sesin dilimde, dokunuşun tenimde, ellerin ellerimde
Tutkun, sarhoşluğun, çocukluğun bende
Sen git ayrılışı, terk edişini, susuşunu
Tüm kusurlarını al git
Her şeyin bende ama sen git
Arkana bakmadan, anıları yutup git
Adımı unut, gözlerini kurut git.
Duygu Aral
şimdi sen gittin ya..
Unutmadım unutamadım
İstanbul’un gözü önünde
Güneş tenini yakarken
Rüzgar bile yüzünü bana çevirmişken
Ciğerimin en kuytusundan, saklımı alıp gitmeni unutamadım.
Yutkunamadım gel diyemedim
Sen anlasaydın ellerim çağırdığında gelseydin keşke
Şimdi sen gittin ya yaşlarımda terk ediyor gözlerimi
Şimdi sen gittin ya güzel olan her şey uçuşup gidiyor seninle
Şimdi sen gittin ya vurmaya başladı bile ruhuma acı
Şimdi sen gittin ya sustu her şey uyudu İstanbul
Unut diyenler en çok hatırlatanlar şimdi.
Duygu Aral
SARHOŞ HALLERİM
Sen sadece sarhoş hallerimde gelme ne olur
En güzel yerinde gitme sabahın
Güneşten parlak olma ne olur
Kışkırtma ruhumu
Ateşler çıkarma kalbimde
Geliyorsan kal gidiyorsan gelme
Nefesimi kesme, çek gözlerini geri
Diken diken etme tenimi
İçimde esme deli deli
Yeter bırak elinden ipimi
İzin ver kokundan sıyrılmama
Sokaklarıma gelme bir daha ne olur
Çıplak hasretler bırakma arkanda
Geliyorsan kal gidiyorsan gelme rüyalarıma.
Duygu Aral
10 Mayıs 2010 Pazartesi
temiz günah
Bir gün bende vazgeçeceğim seni sevmekten
O zaman korkacaksın işte
Gördüğün her taşa takılacaksın sevgisizlikten
O zaman nöbetçi aşklar geçecek kalbinden
Hiçbiri ben gibi özletmeyecek kendini
Dönüp gideceksin hepsine
Ben gibi vurmayacak ruhuna heyecan
O zaman başlayacak delilik
Aklımda bir duygu vardı
Çarptı geçmedi diyeceksin
O zaman özleyeceksin beni
Gel en temiz günahım ol yeniden diyeceksin
O zaman ters gidecek her şey
Ne ben kalacağım ne geçmişim sende
Bir tek pişmanlık dostun olacak
İşte o zaman hak vereceksin bana
Gerçekten bu başkaymış diyeceksin içinden.
bile bile gel....şimdi gel..
Ansızın gelen heyecanım
Vakit gene senin vaktin
Bedenim seni vuruyor gene
Dudaklarım sen diye kuruyor şimdi
Aklım suskun kalbim suskun
Onlar bile karşı koyamıyor bana
Ruhum çağırıyor çünkü seni
Hadi şimdi gel!
Yasak bedenin benimmiş gibi gel
Benle olmak ibadetmiş gibi gel
Şimdi gel!
Dokun, sarıl ağlat beni mutluluktan
Seni özlemek vakti şimdi
Özleminle gel, rüzgara tutun gel
Adını, adımı unut gel
Seni şimdi istiyorum
Ben seni istemeyi seviyorum.
Duygu Aral
sana!
SADECE
Sadece iyi bak kendine, başka derdim kalmadı seninle
Sadece temiz olsun bakışların, temiz kalsın yüreğin
Hissettirme yenilere benim yüreğinden geçtiğimi bilmesin kimse
Aramızda sır kalmalı yaşanmamış tattaki bu koca aşk
Sadece kendine iyi bak, bakmaya kıyamadığım gibi
Yakıştıramadığım gibi kalbimi kalbinin yanına
Suskun kalışlarımdaki çığlıklarım gibi
Sadece iyi bak kendine,
Sensiz ölüm bile oyun geldiğinde gözümü kırpmadığım gibi
Benden gidenleri hiç ama hiç saymadığım gibi
Sadece iyi bak kendine bensiz kalışını kutlar gibi
Sebepsiz bitişlerin artık son olduğunu bilir gibi
Sadece beni sevmiş gibi
Sadece iyi bak kendine benim bize bakamadığım gibi…
yeter ki..
YETERKİ SUSMA
İçtikçe ayıldığımız o gece
Aklımdan çıkıp kalbime yaptığın yolculukla başladı her şey
Saatler ters düz oldu sonra
Adsız yavru kuşlar gezmeye başladı içimde
Tüm sızlanmalarıma rağmen doldu gözlerim senle
O anı yaşamanın güzelliğini fark ettim sonra
Bütün şarkılar anlam kazanmaya başladı birden
Tek bir gün senelik oldu ömrümüzde
Küçük şeyler çok büyük anılara dönüştü
Hatıralarımız bizde varız diye teker teker çıktılar karşımıza
Hiç düşünmedik geride kalanları engelleri
Yolumuzu değiştirdik hep
Yinede yakıştı bize kaçmak
Evet şimdi elini bıraktım
Ama sen hep tut istiyorum inan
Yalansan imkansızsan geçip gideceksen bile
Değersin her şeye değer senle olmak her şeye
Zamanı geldiğinde tüm şehir uyanacak biliyorum
Yeter ki susma!
Yeter ki susma!
Mı mı mı?...yoksa aşk mı?
Söylediğimi unutur oldum son günlerde
Bildiğimi bilmez oldum
Kalbimin kahkahalarını duyar oldum
Başkası oldum bambaşka oldum
Babamla dans edesim geldi
Kardeşimi öpesim, şarkılar söyleyesim
Kelebek gibi süslenesim, kuş olup konasım var
Su olup taşasım
Zillere basıp kaçasım var
Pasta alıp kendimi kutlayasım
Yağmurlarda yıkanasım,
Mutluluktan ağlayasım
Bir papatyayla açasım
Konuşasım bağırasım gülesim
Affedesim var bu aralar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)